26 Ocak 2012 Perşembe

İmdat!!!!!!!!!

Hani bazen insanın içinden İMDATTTTTT diye bağırası gelir ya işte öyle bir sabahtayım bu sabah... İmdattttt....İmdattttttttttttt....İmdatttttttttttttttttttttttttttttttttt..

Efendim imdatlık duruma düşeceğimiz daha dün akşamdan belli idi.. Küçük Tosuruk eve geldiğimde bana hiç yüz vermedi.. Gözünü Pepee'ye dikti suratıma bile bakmadı.. Tüm ilgisini çekme çalışmalarım kendisi tarafından itina ile bertaraf edildi. Hadi sabah bırakıyorum diye bana kızdı herhalde diye düşünürken bu sefer tutturdu mama yok diye.. Aramızdaki dialog şöyle gelişti..

- Annecim hadi domik (ki kendisi domates olur) ve pilav yiyelim.
- Aya (anne demek) domik yok..
- Aya piga (tabi ki pilav) mama yok..
- Aya mamaaa yokkkkkkkkkk..
- Aya memi mamaaaaaaaaaaaa (efendim bunun açılımı ağzına memeyi alıp, benim göğsümü mıncıklayıp sonra süt çıkınca agıyo agıyo diye bağırarak süt emicek demek.)

Neyse ulvi insan Annem; "Kızım zorlama, üstüne düşme, bırak yemesin sonra yer dedi" (Yaptığı ile söylediği aynı olmayan ulvi insan bu arada bir yandan yumurtalı ekmek, bir yandan da patates kızartarak sevgili Tosuruğa alternatifler yarattı ki, hürmetle ellerinden öpülür) Efendim bizde anne sözü dinledik yedirmeye çalışmadık, anneannenin yaptığı yumurtalı dilimi ve kızarmış patatesleri alıp eve indik.. Aman pepe bize bakıyor, aman pepe gurur duyuyor, haydi sebze kurutucusuna (arelce adı wovvv wovvv) arabaları atalım da döndürelim gibi türlü aksiyonlarla yedirme çabalarımız ekteki resimde görüldüğü üzere soytarılığa kadar vardı.. Ama çok şükür iki dilim yumurtalı ekmek yedirdik.. :)) (Ama ne pahasına)

Macera; üstümü değiştirmem, uyumayacağım, haydi mulara (dini bütün oğlum minarelere bakmadan uyumaz) bakalım gibi uykudan kaçış çabalarının annenin azmi ile bertaraf edilmesinden sonra uyku ile sonlanmıştı ki sevgili oğlum bu sabahki blog başlığını yarattı..

Sabah saat 05:25 civarı tam banyoya girmek üzereydim ki; Tosuruğun "Ayaaaa yugaaaaaaa, yugaaaaaaaaaaaaaaa, yugaaaaaaaaaaaaa" çığlıkları ile yatak odasına koştum. (Yugaaaaaa anneannemiz iki kat üstümüzde oturduğundan yukarı çıkıcam demek) Önce anneannenin uyuduğunu, sonra dedenin gezmeye götürdüğünü söylememize rağmen nafile... Nihayet 05:40 civarı başka Fatma olarak (Evimizdeki yardımcımızın adı Fatma ve başörtülü, Arel'e göre Fatma haricinde baş örtü takan herkez "Başka Fatma". Üşümesin diye kendisini battaniyeye sardığımızdan ve başını da kapattığımızdan kendisi de "Başka Fatma") anneannenin kapısına dayandık.. Tabi insancıklar ne olduğunu anlayamadan bize bakıyorlar... Arel ağlıyor, ben Arel'e bağırıyorum, sonra o bana bağırıyor, ben ağlıyorum.. Tam koltuğa oturduk küçük beyden beklenen cümle "Aya başka Fatma, aya aşağa".. Güler misin ağlar mısın bilemedim..

Eve indik, biraz pepe seyrettik, bu arada anne yalandan bir duş aldı, Arel sebze kurutusucunda boya kalemlerini döndürdü,  anne hazırlandı, başka Fatma olup tekrar anneanneye çıktık. Evden çıkmak için binbir türlü yalan dolan, hiçbirine ikna olmayıp en sonunda Ayi Gogi'mizi üstümüze giyip yollara döküldük ki anne çaktırmadan işe gidebilsin..



Offf size anlatırken bile yoruldummm.. İşte bir iş gününe böyle başladımm.. Ben imdat demeyeyim de kimler desin :)

İMDATTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTT........




2 yorum:

  1. Anlatılanlar nedense hiç yabancı gelmiyor bana :)
    Sabır Sabır az daha sabır :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabır sabır ya sabırrr.. Biliyor musun canım 10'a kadar o kadar güzel sayıyorum ki :)))

      Sil